Dijital çağın hastalıkları!

Cumhurbaşkanlığı Sıhhat ve Besin Politikaları Kurulu delegesi Prof. Dr. Necdet Ünüvar, TBMM Bilişim Teknolojisi Bağımlılığıyla Mücadele Komisyonu’na WhatsApppitis, Ego sörfü, Selfitis, Crackberry gibi dijital çağın hastalıklarına yönelik bilgileri aktardı.
TBMM Bilişim Teknolojisi Bağımlılığıyla Mücadele Komisyonu’na dijital çağın hastalıklarını izah eden Cumhurbaşkanlığı Sıhhat ve Besin Politikaları Kurulu delegesi Prof. Dr. Necdet Ünüvar, Çukurova Üniversitesi’nde oluşturulan dijital hastalıklar araştırmasından bilgiler aktardı.

Hürriyet gazetesinden Bülent Sarıoğlu’nun haberine göre, “Sosyal medya bir müddet sanki yemeğin üstüne koyduğunuz sos gibi. Ama sonra sizi etrafınızdan o kadar koparıyor ki resmen S.O.S verdiriyor” diyen Ünüvar, hastalık türlerini şu şekilde sıraladı:

WhatsApppitis: Sonu-it ya da -itis ile biten şeyler enfeksiyonu tanımliyor. Aşırı mesaj atmayla bileklerin kullanılmasından ötürü sinirlerin sıkışması neticesi uyuşma, bazı durumlarda hareket edememeyle giden hastalık. Esasinda Carpal Tunnel Sendromu.

Hikikomori fenomeni: Eve kapanma diye tanım ediliyor.

Ego sörfü: Sosyal medyada sıksık kendini arama. YouTube narsizmi.

Google stalker: Yakın çevresini arama.

Crackberry: Sürekli mail kontrolü.

Siberhondrik: Hastalığını internette tespit etme.

Fomo hastalığı: Gelişmeleri kaçırma korkusu.

Nomofobi: ‘No mobile phone’un kısaltması, telefonsuzluk fobisi.

Selfitis: Aşırı selfie çekme.

Plagomani: Şarjsızlık korkusu.

DOKTORLAR BUNALMIŞ

Ünüvar, milletvekillerine şu değerlendirmeleri yaptı:

“Artık insanlar bir lokantaya gittiği vakit nerede şarj yakınsa o bölgeye gidiyor; evvelceden nerede güneş, hava, aydınlık varsa o bölgeye gidiyordu. Almanya’da bir hekim o kadar bunalmış ki muayenehanesine şu şekilde bir şey asmış; ‘Google üzerinden hastalıklarına tespit koyanlar bize değil Yahoo’ya danışsınlar.’ Netflix’in CEO’su, ‘Son vakitlarda en büyük rakiplerimiz Facebook, YouTube ve uyku’ diyor. Hem de bu çağ ayni vakitte ilgi çağı. İlgimizi çepeçevre çevrelemiş çoğu teknolojik enstrümanla karşı karşıyayız. Arkadaşlarımızı Facebook’tan buluyoruz, mesajlarımızı Twitter’dan iletiyoruz, sohbetimizi WhatsApp’tan yapıyoruz, arama. larımızı Google’dan, dosyalarımızı tekrar farklı elektronik posta araçlarından, fotoğraflarımızı Instagram’dan, iş arkadaşlarımızi Linkedin’den buluyoruz.”

AİLELERE: SINIR KOY DUVAR ÖRME

“Aileler bilhassa ‘Okulda öğretmen, sokakta polis korusun’ gibi bir anlayış içerisinde. Bir defa bundan tamamiyle sıyrılması lazım. Olayı kendilerinin dışında bir çözüm noktasında görmek yerine sınır koymalı, ama duvar örmeyecek şekilde. Kendilerinin de uyacağı bazı kurallar koyarak denetlemeli. Teknolojisiz sevinç alanlarını kesinlikle bulmamız ve yapmamız gerekiyor. Bizler akranla büyüdük, çocuklar ekranla büyüyor. Dolayısıyla akranla büyümüş ebeveynlerin ekranla büyüyen çocukları anlaması biraz zor. Hazreti Ali Keremullahi Veche’nin bin 400 sene evvelce söylediği görkemli bir tanımlama var; ‘Anne-babalar kendi yetiştikleri çağa göre değil çocuklarının yaşayacağı çağa göre çocuklarını yetiştirsinler’ diyor. O yeni çağın gereklerini anlamalıyız. Burada dijital okur-yazarlık kavramı çok önemli. Teknoloji bağımlılığının başka bağımlılıklara benzemez yönleri de var. Elimizdeki su aygıt bizim amacıyla çok ciddi bir fırsat da olabilir. Diğer bağımlılıklar gibi yok etmek değil, yönlendirmeyi ön plana almamız lazım.”